الإنجليزية - التركية
تعريف pertaining to diabetes; as, diabetic or diabetical treatment في الإنجليزية التركية القاموس.
- diabetic
- diyabetik
O diyabetik, bu yüzden onun kan şekeri zaten bozuktu.
-She's diabetic, so her blood sugar was already out of whack.
Tom diyabetik olabilir.
-Tom could be diabetic.
- diabetic
- diabetik
- diabetic
- s., tıb. diyabetik. i., tıb. şeker hastası
- diabetic
- {s} şeker hastalığına ait
- diabetic
- şeker hasta
Birisi şeker hastası olduğunda idrarında şeker salgılar.
-When someone is diabetic, they excrete sugar in their urine.
O şeker hastasıdır ve körlükten muzdariptir.
-He is diabetic and suffers from blindness.
- diabetic
- {i} şeker hastası
Bir şeker hastası hangi yiyecekleri yememeli?
-What foods should a diabetic not eat?
Tom bana Mary'nin şeker hastası olduğunu düşündüğünü söyledi.
-Tom told me that he thought Mary was diabetic.
- diabetic
- (isim) şeker hastası
- diabetic
- şeker hastası olan
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف pertaining to diabetes; as, diabetic or diabetical treatment في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- diabetical
- diabetic
pertaining to diabetes; as, diabetic or diabetical treatment
الواصلة
pertaining to diabetes; as, di·a·bet·ic or diabetical treat·mentالنطق
Resimler
المفضلات