Yanımda hiç param yok.
- I don't have any money on me.
Yanımda çok param yok.
- I don't have much money on me.
Onlar onun üzerinde çalışıyorlar.
- They're working on it.
Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
- After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
beers on me - biralar benden.
... times I've seen him really argue with someone to get in ...
... All they want, as someone said earlier today, is cricket, ...