muhâfaza

listen to the pronunciation of muhâfaza
التركية - الإنجليزية
conservation
safeguard
maintain

Sami's backyard was meticulously maintained. - Sami'nin arka bahçesi titizlikle muhafaza edildi.

shelter
jacket
container
cover
(Kanun) conduct
(Havacılık) pod
retention
(Çevre) vessel
case
guard
protection, conservation, preservation, care; maintenance
protection
tabernacle
housing
repository
casing
preservation
(Hukuk) maintanence
conservancy
maintained at
asylum
incasement
(Mukavele) custody
muhafaza etmek
conserve
muhafaza etmek
preserve
muhafaza altına almak
guard
muhafaza altına almak
protect
muhafaza eden
keeper
muhafaza eden
savoir
muhafaza edici
protective
muhafaza edilmiş
protected
muhafaza et
(Havacılık) maintain
muhafaza etme
embowering
muhafaza etme
keeping
muhafaza etme
(Politika, Siyaset) retention
muhafaza etmek
uphold
muhafaza etmek
store
muhafaza etmek
save
muhafaza etmek
retain
muhafaza etmek
secure
muhafaza etmek
(Askeri) maintain
muhafaza içine yerleştirmek
(Havacılık) encapsulation
muhafaza kabı
(Askeri) container
muhafaza etme
to maintain
muhafaza altına almak
1. to guard, protect, safeguard. 2. to put (something) in safekeeping
muhafaza altına almak
to protect, to guard
muhafaza borusu
regulator cover
muhafaza borusunun indirilmesi
running casing
muhafaza ederek
unthreateningly
muhafaza edilebilir
saveable
muhafaza edilebilir
savable
muhafaza edilebilirlik
savingness
muhafaza edilebilirlik
preservability
muhafaza etmek
keep
muhafaza etmek
take care of
muhafaza etmek
(Hukuk) to conserve
muhafaza etmek
to keep, to protect, to preserve
muhafaza etmek
protect
muhafaza etmek
to guard, protect; to preserve, maintain
muhafaza etmek
hold
muhafaza etmemek
unkeep
muhafaza hizmeti sağlama
(Ticaret) custodianship
muhafaza kapağı
protection cover
muhafaza kavraması
mantle grip
muhafaza kazanı
(Çevre) containment vessel
muhafaza kazığı
guard stake
muhafaza kilidi
mantle glass
muhafaza konşimentosu
(Ticaret) custody bill of lading
muhafaza kutusu
protection box
muhafaza masrafları
(Kanun) upkeeping expenses
muhafaza masrafı
(Kanun) cost of maintenance
muhafaza ormanı
(Marangozluk) protection forest
muhafaza parçası
casing part
muhafaza personeli
(Askeri) custodial personnel
muhafaza plakası
casing plate
muhafaza pulu
felt washer
muhafaza takviyesi
shield plate
muhafaza tedbirleri
(Ticaret) protective measures
muhafaza terk durumu
(Askeri) caretaker status
muhafaza ve contalar
(Otomotiv) housing and seals
muhafaza yapısı
(Çevre) containment structure
muhafaza yapısı
protective structure
muhafaza yapısı
protection structure
muhafaza örtüsü
(Otomotiv) storage net
muhafaza ünitesi
casing unit
muhafaza şaşısı
(Otomotiv) case ground
allah muhafaza
god forbid
gümrük muhafaza
(Ticaret) customs enforcement
kutu-muhafaza
housing
mevcut durumu muhafaza etmek
maintain
direksiyon muhafaza
steering panel
evrak muhafaza süresi
(Askeri) disposal standard
gümrük muhafaza
memuru customshouse guard
itidalini muhafaza etmek
to keep one's temper
itidalini muhafaza etmek
to keep calm, not to lose one's self-control
kuvvet muhafaza durumu
(Askeri) force protection condition
kuvvet muhafaza ihtiyatı
(Askeri) force protection source
mülkiyeti muhafaza
arrestment
mülkiyeti muhafaza
entail
pinyon mlman muhafaza şimi
(Otomotiv) pinion bearing cage shims
pinyon rulman muhafaza şimi
(Otomotiv) pinion bearing cage shims
sahil muhafaza
coast guards
sınır muhafaza
(Hukuk) border control
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Bir şeye devamlı olmak
(Osmanlı Dönemi) Himâye ve hıfzetmek. Gözetlemek
(Osmanlı Dönemi) Zarar ve ziyandan sakınıp korumak
Koruma, saklama, korunum
Koruma, saklama, korunum: "Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti."- B. Felek
(Osmanlı Dönemi) koruma
vigaye
muhâfaza
المفضلات