mi̇z'ac

listen to the pronunciation of mi̇z'ac
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Bir yerde karar etmeyen kadın
MİZ
(Osmanlı Dönemi) Temiz, pak
MİZ
(Osmanlı Dönemi) Sofra, mâide
MİZ
(Osmanlı Dönemi) Misâfir
MİZ'A
(Osmanlı Dönemi) Ayıracak alet. Kesecek alet
miz
Sofra
miz
Misafir
miz
çuval ve ayakkabı dikişinde kullanılan delici demir şiş, biz
miz
Buzağın ağzına takılan çatal demir
الكردية - التركية

تعريف mi̇z'ac في الكردية التركية القاموس.

miz
bol
miz
mayhoş
mîz
idrar
mîz
sidik
mîz dank
idrar torbası
mîz kirin
işemek
mîz kêş
idrar yolu
mîz tin
işemek
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف mi̇z'ac في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

miz
miserable

But when I finally left the pub, it must have been about five minutes later, beginning to feel a bit miz, there he was outside, leaning against the pillar at the corner, one foot raised behind him - very rent-looking, actually, which should have made me wonder, but I found I was talking to him.