memnunluk

listen to the pronunciation of memnunluk
التركية - الإنجليزية
pleasure, gladness; satisfaction
gladness, satisfaction
gladness
satisfaction
memnun
pleased

I'm pleased with these shoes. - Bu ayakkabılardan memnunum.

I am pleased with this watch my father gave me. - Babamın bana verdiği bu saatten memnunum.

memnun
glad

I'll be glad if you will help me. - Yardım edersen memnun olurum.

I'm so glad I met you. - Seninle tanıştığıma memnun oldum.

memnun
contented

Now that he's retired, Yves can look forward to a contented and placid life. - O şimdi emekli, Yves memnun ve sakin bir yaşam için sabırsızlanabilir.

Despite his riches, he's not contented. - Servetine rağmen, memnun değil.

memnun
satisfied

I'm not satisfied with the restaurant's service. - Ben restoranın servisinden memnun değilim.

Weren't they satisfied? - Memnun kalmadılar mı?

memnun
{s} content

Jane is very content with her job and has no desire to quit it. - Jane işinden çok memnun ve çıkma arzusu yok.

She is content with his present salary. - O, şu anki maaşından memnun.

memnun
gratified
memnun
(Argo) rapt
memnun
elated
memnun
elate
memnun
thankful

You should be thankful that you're alive. - Yaşadığına memnun olmalısın.

memnun
{s} happy

Tom wasn't happy about the situation. - Tom durumdan memnun değildi.

I am not happy with my job. - İşimden memnun değilim.

memnun
joyful
memnun
pleased of
memnun
glad of

She was glad of my company. - O benim şirketimden memnundu.

halinden memnunluk
self-complacency
memnun
delighted

I'm delighted to meet you. - Seninle tanıştığıma memnun oldum.

I'm delighted to see you. - Seni gördüğüme memnun oldum.

memnun
rejoiced at
memnun
chuffed
memnun
pleased, glad, happy, content, contented
memnun
gladsome
memnun
rejoiced
memnun
grateful

I'm grateful that you're safe. - Güvende olduğuna memnunum.

We're grateful to be alive. - Hayatta olduğumuz için memnunuz.

memnun
blithe
memnun
fain
التركية - التركية
Kıvanma, kıvanç: "Dudak uçlarında ancak sezilebilen bir memnunluk yanıp sönmüştü."- H. Taner
Kıvanma, kıvanç
MEMNUN
(Osmanlı Dönemi) Kesilmi
MEMNUN
(Osmanlı Dönemi) (Minnet. den) Hoşnud. Razı. Minnet altında bulunan. İyiliğe nâil kılınmış. Çok muteber olan şey. Çok beğenilen. Ölçülü ve hesaplı olan
memnun
Herhangi bir olaydan veya durumdan ötürü sevinç duyan, kıvançlı, mutlu: "Halk, oyunun bittiğini anlayarak memnun, sessizce tiyatroyu boşalttılar."- M. Ş. Esendal
memnun
Herhangi bir olaydan veya durumdan ötürü sevinç duyan, kıvançlı, mutlu
memnunluk
المفضلات