measures taken as a precaution against theft or espionage or sabotage etc

listen to the pronunciation of measures taken as a precaution against theft or espionage or sabotage etc
الإنجليزية - التركية

تعريف measures taken as a precaution against theft or espionage or sabotage etc في الإنجليزية التركية القاموس.

security
güvenlik

Güvenlik görevlisi Tom'a bu alanda resim çekemeyeceğini söyledi. - The security guard told Tom that he couldn't take pictures in this area.

Bizim güvenlik kameraları sahte. - Our security cameras are fake.

security
{i} emniyet

Tom bize Birleşik Devletler hükûmetinin Rusya'nın emniyetini cidden tehdit eden bir silah bağdarlaması icra etmeye gayret ettiğini söyledi. - Tom has told us that the US government is trying to implement a weapon program that could seriously threaten the security of Russia.

Günün sonunda, hedefler basittir: emniyet ve güvenlik. - At the end of the day, the goals are simple: safety and security.

security
(Ticaret) taşınır değer
security
kefalet
security
güvence
security
teminat
security
koruma
security
emanet
security
tahviller
security
(isim) depozito, güvenlik, emniyet, güvenlik önlemleri, selamet, rehin, ipotek, teminât, kefalet, güvence
security
{i} rehin, emanet
security
{i} depozito

Bir güvenlik depozitosuna ihtiyacın var mı? - Do you require a security deposit?

security
{i} selamet
security
senetler
security
(Askeri) (NATO) EMNİYET: Belirli bilgilerin, malzemenin, personelin, faaliyetlerin ve tesislerin casusluk, sabotaj, yıkıcı faaliyet, terörizme ve yetkisiz beyanına karşı korunması. Bu terim, bu duruma ulaşmak için gerekli tedbirlere ve bu tedbirlerle sorumlu kuruluşlara tatbik edilir. Ayrıca bakınız: "counterintelligence, "physical security", "port security", "protective security", "security intelligence", "subversion"
security
(Askeri) EMNİYET, GÜVENLİK: 1. Bir askeri birlik, faaliyet veya tesis tarafından kendisine yöneltilebilecek tehlikelere karşı alınan önlemler. 2. Düşmanca faaliyet ve etkilerden korumak için bir bölgede koruyucu tedbirlerin sürdürülmesi ve tesisi. 3. Gizlilik dereceli malzemenin milli savunma yararına emniyet altında bulundurulan resmi bilgilere, yetkisiz kimselerin nüfuzunu engelleyen durum. Ayrıca bakınız: "national security". 4. Emniyet; İkmal maddelerinin ve ikmal tesislerinin, düşman taarruzuna, yangına, hırsızlığa ve sabotaja karşı korunması. 5. Muhabere emniyeti; Bak. "communication security", "electronic security", "physical security", ve "signal security". 6. Kefalet
security
{i} tic. menkul kıymet, taşınır değer
security
{i} ipotek
security
emniyet tedbirleri
الإنجليزية - الإنجليزية
security
measures taken as a precaution against theft or espionage or sabotage etc

    الواصلة

    meas·ures tak·en as a pre·cau·tion a·gainst theft or es·pi·o·nage or sab·o·tage etc

    التركية النطق

    mejırz teykın äz ı prikôşın ıgenst theft ır espiınäc ır säbıtäj etsetırı

    النطق

    /ˈmeᴢʜərz ˈtākən ˈaz ə prēˈkôsʜən əˈgenst ˈᴛʜeft ər ˈespēənäʤ ər ˈsabəˌtäᴢʜ ˌetˈsetərə/ /ˈmɛʒɜrz ˈteɪkən ˈæz ə priːˈkɔːʃən əˈɡɛnst ˈθɛft ɜr ˈɛspiːənɑːʤ ɜr ˈsæbəˌtɑːʒ ˌɛtˈsɛtɜrə/
المفضلات