التركية - الإنجليزية
تعريف meşrubat في التركية الإنجليزية القاموس.
- beverage
- beverages
- drink
Where is there a soft drink vending machine?
-Meşrubat otomatı nerede var?
The invitation said that popcorn and soft drinks would be served.
-Davetiye patlamış mısır ve meşrubat hizmeti verileceğini söylüyordu.
- soft drink
After taking a bath, I drank some soft drink.
-Duş aldıktan sonra biraz meşrubat içtim.
This new soft drink is the best thing to drink this summer.
-Bu yeni meşrubat bu yaz içmek için en iyi şey.
- potable
- soft drinks, beverage
- squash
- fizzy drink
- punch
- meşrubat kamışı
- Straw, drinking straw
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف meşrubat في التركية التركية القاموس.
- (Osmanlı Dönemi) İçilen şeyler. Herhangi bir içilecek şey. Şarap. "Hamr" denen içkiye de şarap denir
- İçilecek şeyler, içecekler
- içit