kitaplı

listen to the pronunciation of kitaplı
التركية - الإنجليزية

تعريف kitaplı في التركية الإنجليزية القاموس.

kitap
book

Is she reading a book? Yes, she is. - O bir kitap okuyor mu? Evet, o okuyor.

Some read books just to pass time. - Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.

kitap
(Hukuk) paper

Books are made out of paper. - Kitaplar kağıttan yapılırlar.

Books are the paper memory of mankind. - Kitaplar insanlığın kağıt hafızasıdır.

kitap
work

For the time being I want to work at that bookstore. - Ben şimdilik o kitapçıda çalışmak istiyorum.

Were I free from work, I could read these books. - İşim olmasa, bu kitapları okuyabilirim.

kitap
volume

This book comes in two volumes. - Bu kitap iki cilt halinde geliyor.

kitap
writing

The art of recognizing matsutake mushrooms became my passion, culminating in my writing a book on it. - Matsutake mantarlarını tanıma sanatı benim tutkum oldu, bu tutku ona dair bir kitap yazmamla sonuçlandı. .

He's writing a book now. - O şimdi bir kitap yazıyor.

kitap
the book

Was the book interesting? - Kitap enteresan mıydı?

We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well. - Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.

kitap
biblio
kitap
book up
hesaplı kitaplı
very carefully thought-out, very carefully planned
التركية - التركية

تعريف kitaplı في التركية التركية القاموس.

Kitap
mecelle
kitap
Ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünü: "Ona son olarak rüya için kitaptaki tabiri aramanın abes olduğunu söylediğimi hatırlıyorum."- A. Ş. Hisar
kitap
Herhangi bir konuda yazılmış eser
kitap
Herhangi bir konuda yazılmış eser: "Acaba bir edebiyat kitabında hazır bir tarif bulamaz mıyız?"- F. R. Atay
kitap
Kutsal kitap
kitap
Ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünü
kitaplı
المفضلات