karşılanamaz

listen to the pronunciation of karşılanamaz
التركية - الإنجليزية
irredeemable
irrecoverable
irretrievable
karşıla
meet

Did that hotel meet your expectations? - Otel beklentilerini karşıladı mı?

I'll meet you at the usual time. - Her zamanki saatte seni karşılayacağım.

karşıla
countervail
karşıla
{f} countervailing
karşıla
{f} welcoming

Where's the welcoming committee? - Karşılama komitesi nerede?

Please help me in welcoming Tom. - Lütfen Tom'u karşılamam da bana yardım et.

karşıla
afford

It's a luxury we can't afford. - Karşılayamayacağımız bir lüks.

I cannot afford a camera above 300 dollars. - Ben, 300 doların üzerindeki bir kamerayı maddi olarak karşılayamam.

karşıla
defray

The government was compelled to defray the costs of the war. - Hükümet savaş maliyetleri karşılamak zorunda kaldı.

karşıla
counter
karşılanamaz
المفضلات