karşılaştırıyor

listen to the pronunciation of karşılaştırıyor
التركية - الإنجليزية
faced
drunk

The First Time I Got Faced —.

Simple past tense and past participle of face
Taken out, knocked out, beaten up
past of face
having a face or facing especially of a specified kind or number; often used in combination; "a neatly faced terrace"
{s} having a specific type of face or number of faces (i.e. wide-faced, two-faced); covered, coated; smoothed, dressed (about the surface of a stone)
having a face or facing especially of a specified kind or number; often used in combination; "a neatly faced terrace
Having (such) a face, or (so many) faces; as, smooth-faced, two- faced
karşılaştır
compare

Your achievements cannot be compared with mine. - Başarıların benimki ile karşılaştırılamaz.

We compared his work with hers. - Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.

karşılaştır
match against
karşılaştır
{f} contrasting
karşılaştır
{f} comparing

You're comparing apples and oranges! - Sen elmalarla portakalları karşılaştırıyorsun!

You're comparing apples with oranges. - Sen elmaları portakallarla karşılaştırıyorsun.

karşılaştır
{f} collated
karşılaştır
{f} compared

Your achievements cannot be compared with mine. - Başarıların benimki ile karşılaştırılamaz.

Spring has come later this year compared with last year. - Geçen yılla karşılaştırıldığında bahar bu yıl geç geldi.

karşılaştır
(Bilgisayar) reconcile