I want to travel with you.
- Seninle seyahat etmek istiyorum.
I want to go to America someday.
- Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.
Would you like coffee or tea?
- Çay veya kahve ister misin?
Would you like to dance with me?
- Benimle dans etmek ister misin?
I don't require your understanding.
- Anlayışını istemiyorum.
Is there anything else you require?
- İstediğin başka bir şey var mı?
Did you request a new desk?
- Yeni bir masa istediniz mi?
When I asked him to lend me some money, he turned down my request.
- Ondan bana biraz ödünç para vermesini istediğimde, o, ricamı geri çevirdi.
I don't want another girlfriend. I want you.
- Başka kız arkadaş istemiyorum. Seni istiyorum.
I don't want someone else. I want you.
- Başka birini istemiyorum. Seni istiyorum.
I would like to but I have a required course tonight.
- İsterim ama bu gece gerekli bir kursum var.
Reservations are required.
- Rezervasyon isteniyor.
She requested help, but no one came.
- Yardım istedi, ama kimse gelmedi.
Tom requested my assistance.
- Tom yardımımı istedi.
I have some cravings.
- Benim bazı isteklerim var.
I don't want to identify myself with that group.
- Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.
I don't want to see your faces.
- Yüzlerinizi görmek istemiyorum.
Tom heard Mary call for help.
- Tom Mary'nin yardım istediğini duydu.
They would call for help.
- Onlar yardım istediler.
He was willing to care for that cat.
- O,o kediye bakmak için istekliydi.
My sponsor was willing to agree to my suggestion.
- Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
Dan desired to kill Linda.
- Dan Linda'yı öldürmek istedi.
Your English composition leaves almost nothing to be desired.
- Senin ingilizce kompozisyonun neredeyse istenecek bir şey bırakmıyor.