ilaçlar

listen to the pronunciation of ilaçlar
التركية - الإنجليزية
(Tıp) meds

Fadil stopped his meds and the voices were back. - Fadıl ilaçlarını kesti ve sesler geri döndü.

Fadil's meds were very strong. - Fadıl'ın ilaçları çok güçlüydü.

pharmaceutically
drugs

The elderly man takes strong drugs for his heart. - Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor.

Her husband is heavily dependent on drugs. - Kocası ilaçlara aşırı bağımlıdır.

ilaç
medication

Is Tom on any medication? - Tom ilaç kullanıyor mu?

I bought these medications for my father. - Bu ilaçları babam için aldım.

ilaç
{i} drug

My older brother is planning to work at a drug factory. - Ağabeyim, bir ilaç fabrikasında çalışmayı planlıyor.

What's the best drug for that cancer? - Kanser için en iyi ilaç nedir?

ilaç
{i} medicine

I need medicine. Where is the pharmacy? - Bana ilaç gerekiyor. Eczane nerede?

These medicines should be taken three times a day. - Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalıdır.

ilaçlar kitabı
pharmacopoeia
ilaç
pill

The patient felt the worse for having taken the pills. - Hasta ilaçları almasına rağmen kötü hissediyordu.

Have you taken your pills? - İlaçlarınızı aldınız mı?

ilaç
{i} curative
ilaç
{i} cure

This medicine may cure him. - Bu ilaç onu iyileştirebilir.

This medicine will cure your cold. - Bu ilaç soğuk algınlığını tedavi edecek.

bitkisel ilaçlar
(Tıp) phytochemicals
bitkisel ilaçlar
(Eczacılık,Tıp) herbal medicine
ilaç
(at) ball
ilaç
potion
kemirgen öldürücü ilaçlar
(Çevre) rodenticides
morfin cinsi ilaçlar
(Tıp) alkaloid
morfin türevi ilaçlar
(Tıp) opioids
ilaç
medicament
ilaç
remedy

What is the best remedy for colds? - Soğuk algınlıkları için en iyi ilaç nedir?

Hot lemon with honey is a good remedy for colds. - Ballı sıcak limon soğuk algınlığı için iyi bir ilaçtır.

ilaç
(a) chemical preparation: boru açma ilacı preparation used to unclog pipes
ilaç
drug of
ilaç
disinfectant
ilaç
medicine, drug; remedy, cure
ilaç
pesticide; insecticide; herbicide; fungicide
ilaç
medicine, medicament, medication; drug
ilaç
physic

The physician prescribed his patient some medicine. - Doktor hastasına biraz ilaç yazdı.

More and more physicians have begun to use the new medicines. - Gittikçe daha fazla doktor yeni ilaçlar kullanmaya başladı.

ilaç
(Hukuk) medicine, drug, remedy
ilaç
belladonna
ilâç
antidote
kimyasal ve tıbbi ilaçlar
(Hukuk) chemical and homeopathic drugs
psiko-aktif ilaçlar
psychoactive drugs
sülfa ilaçlar
sulfa drugs
sülfa ilaçlar
sulpha drugs
çin bitkisel ilaçlar
(Tıp) chinese herbal drugs
التركية - التركية

تعريف ilaçlar في التركية التركية القاموس.

ilaç
Bir hastalığı iyi etmek veya önlemek için, türlü yollardan kullanılan madde, em, deva
ilaç
Bir hastalığı iyi etmek veya önlemek için, türlü yollardan kullanılan madde, em, deva. Çare, önlem
ilaç
Bir hastalığı iyi etmek veya önlemek için türlü yollarla kullanılan, tablet, pastil, draje, şurup gibi çeşitleri olan madde
ilaç
Çare, önlem
İlaçlar
(Hukuk) EDVİYE
İlâç
derman
İlâç
(Osmanlı Dönemi) KİMYA
İlâç
ot
ilaçlar
المفضلات