ihlâl eden

listen to the pronunciation of ihlâl eden
التركية - الإنجليزية
violating
transgressor
violator

Violators will be fined. - İhlal edenlere para cezası kesilecek.

The U.S. is calling for an arms embargo against violators of the treaty. - ABD anlaşmayı ihlal edenlere karşı bir silah ambargosu çağrısında bulunuyor.

derogate
ihlal eden kimse
infringer
ihlâl eden kimse
violator
ihlal et
transgress
ihlal et
violate

They believed it violated the laws of God. - Onun, Allah'ın yasalarını ihlal ettiğine inanıyorlardı.

I will never violate a law again. - Bir yasayı tekrar asla ihlal etmeyeceğim.

ihlal et
{f} violated

We sued the insurance company because it violated the terms of our policy. - Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.

Tom violated the restraining order. - Tom yasaklama emrini ihlal etti.

ihlâl eden
المفضلات