They saw a strange animal there.
- Onlar orada garip bir hayvan gördü.
The skin of animals is covered with hair.
- Hayvanların derisi kıllarla kaplı.
She keeps a parrot as a pet.
- Bir evcil hayvan olarak o bir papağan besler.
The British people in general are extremely fond of their pets.
- İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.
Ruminants are a group of mammals.
- Geviş getiren hayvanlar bir memeli türüdür.
Reindeer are herbivores and ruminants.
- Ren geyikleri otçul ve geviş getiren hayvanlardır.
It was a strange beast.
- O tuhaf bir hayvandı.
He raged like a wild beast.
- O, vahşi bir hayvan gibi kudurdu.
The percentage of lipids in an animal cell is about 8%.
- Bir hayvan hücresinde lipidlerin yüzdesi yaklaşık%8'dir.
The animal cell has a greater percentage of proteins than the plant cell.
- Hayvan hücresi, bitki hücresinden daha büyük bir protein oranına sahiptir.