hayatta kal

listen to the pronunciation of hayatta kal
التركية - الإنجليزية
survive

Tom could have survived if the ambulance had arrived a little sooner. - Eğer ambulans biraz daha erken gelseydi Tom hayatta kalabilirdi.

The desire to survive and the fear of death are artistic sentiments. - Hayatta kalma arzusu ve ölüm korkusu artistik duygulardır.

{f} surviving

It was quite fascinating to see how these men were surviving. - Bu adamların nasıl hayatta kaldıklarını görmek oldukça etkileyiciydi.

You know as well as I do that we have no chance of surviving. - Hayatta kalma şansımız olmadığını benim kadar iyi biliyorsun.