الإنجليزية - التركية
تعريف have a love affair with; tell stories filled with exaggeration, tell tall tales في الإنجليزية التركية القاموس.
- romance
- {i} romantizm
Hayatımda romantizm için yer yok.
-There is no room for romance in my life.
Şiir sadece azap değildir; şiir sevgidir. Sıcak ve şehvetli tutkudur; o, devrim, romantizm ve hassasiyettir.
-Poetry is not just torment; poetry is love. It is warm and sensual passion; it is revolution, romance and tenderness.
- romance
- {i} macera
Macera filmlerini sevmediğini düşündüm.
-I thought you didn't like romance movies.
- romance
- öykü
- romance
- abartmak
- romance
- hayal
- romance
- içli aşk ve serüven romanı
- romance
- {i} cazibe
- romance
- latin
Portekizce Latin kökenli bir dildir.
-Portuguese is a Romance language.
İngilizce, Latince kökenli kelimelerle doludur.
-English is full of Romance words.
- romance
- romantik hikâye söylemek veya yazmak
- romance
- ballandırmak
- romance
- {f} atıp tutmak
- romance
- hayali düşün
- romance
- {f} uydurmak
- romance
- macera romanı yazmak
- romance
- maceraperestlik
- romance
- latince kökenli
İngilizce, Latince kökenli kelimelerle doludur.
-English is full of Romance words.
- romance
- {i} latin dil ailesinden diller
- romance
- romantik aşk
- romance
- {i} aşk hikâyesi
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف have a love affair with; tell stories filled with exaggeration, tell tall tales في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {f} romance
have a love affair with; tell stories filled with exaggeration, tell tall tales
الواصلة
have a Love af·fair with; tell stories filled with exaggeration, tell tall ta·lesالنطق
Resimler
المفضلات