happening quickly and with little or no warning; in a sudden manner

listen to the pronunciation of happening quickly and with little or no warning; in a sudden manner
الإنجليزية - التركية

تعريف happening quickly and with little or no warning; in a sudden manner في الإنجليزية التركية القاموس.

suddenly
aniden

Aniden yağmur yağmaya başladı. - Suddenly it began to rain.

Aniden yağmur yağmaya başladı. - Suddenly, it started to rain.

suddenly
birdenbire

O birdenbire çok mutlu oldu. - He was suddenly very happy.

Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı. - Tom's heart suddenly began to beat faster.

suddenly
ansızın

Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim. - When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself.

kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu. - The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.

suddenly
birden

Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı. - Tom's heart suddenly began to beat faster.

Dewey birdenbire bir kahraman oldu. - Dewey was suddenly a hero.

suddenly
palas pandıras
suddenly
durup dururken
suddenly
şırakkadak
suddenly
ani surette
suddenly
hop diye
suddenly
zınk diye
suddenly
patadan
suddenly
hiç yoktan
suddenly
derken
suddenly
gafleten
suddenly
pat diye
الإنجليزية - الإنجليزية
suddenly
happening quickly and with little or no warning; in a sudden manner

    الواصلة

    hap·pen·ing quick·ly and with lit·tle or no warning; in a sud·den man·ner

    النطق

المفضلات