التركية - الإنجليزية
تعريف habercisi في التركية الإنجليزية القاموس.
- haberci
- courier
- haberci
- portent
- haberci
- summoner
- haberci
- forerunner
- haberci
- precursor
- haberci
- herald
- haberci
- trumpeter
- haberci
- precursory
- haberci
- harbinger
Those ideas were the harbinger of democracy.
-O fikirler demokrasinin habercisiydi.
- haberci
- the messenger
- deprem habercisi
- (Coğrafya) earthquake precursor
- haberci
- runner
- haberci
- messenger, courier, herald, forerunner
- haberci
- messenger
In Greek mythology, Hermes, the son of Zeus, is the messenger of the gods.
-Yunan mitolojisinde Zeus'un oğlu Hermes, tanrıların habercisidir.
A messenger took the letter to the White House.
-Bir haberci mektubu Beyaz Saray'a götürdü.
- haberci
- despatch rider
- haberci
- reporter
Dan became a successful reporter.
-Dan başarılı bir haberci oldu.
- haberci
- dispatch rider
- haberci
- sign, indication, portent, herald, forerunner, harbinger
- haberci
- messenger, courier, runner; herald; forerunner, harbinger
- haberci
- mercury
Mercury was the messenger of the gods.
-Merkür tanrıların habercisiydi.
- haberci
- forerun
- haberci
- prognosticator
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف habercisi في التركية التركية القاموس.
- Haberci
- (Osmanlı Dönemi) RESÜL
- Haberci
- resul
- Haberci
- savacı
- Haberci
- karakulak
- Haberci
- ulak
- Haberci
- sai
- haberci
- Muhbir, ihbar eden (kimse)
- haberci
- Muhbir, ihbar eden kimse: "Kaçakçı kamyonları bazen, o da bir habercinin yardımı ile içeride yakalanmakta."- F. R. Atay
- haberci
- Bir durumun, bir olayın belirtisi
- haberci
- Haber getiren kimse, ulak
المصطلحات ذات الصلة
habercisi
الواصلة
ha·ber·ci·siResimler
المفضلات