الإنجليزية - التركية
تعريف great and constant diligence and attention في الإنجليزية التركية القاموس.
- concentration
- derişme
- concentration
- toplaşım
- concentration
- yoğunlaştırma
- concentration
- (Eğitim) odaklanma
- concentration
- konsantrasyon
Tom konsantrasyonunu kaybediyor.
-Tom is losing his concentration.
Televizyondan gelen en küçük bir ses bile konsantrasyonumu bozuyor.
-Even a small sound from the TV interferes with my concentration.
- assiduity
- çalışkanlık
- concentration
- Sıvının buharlaşarak yoğun hal gelişi, yoğunlaşma, koyulaşma
- concentration
- Zihnin belli bir konu üzerinde toplanması, dikkatin belli bir noktaya yönelmesi
- assiduity
- {i} gayret
- assiduity
- {i} özen
- assiduity
- dikkatli ve sürekli özen
- concentration
- concentrationcamp temerküz kampı
- concentration
- {i} toplama
Tom'un büyükbabası bir toplama kampı kurtulanıydı.
-Tom's grandfather was a concentration camp survivor.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Alman Nazileri Auschwitz toplama kampında birçok insanı öldürdüler.
-During the Second World War, German Nazis killed many people at the Auschwitz concentration camp.
- concentration
- (Askeri) ATEŞ TOPLAMASI: Sınırlı bir süre içinde bir bölgeye veya ilerisi için muhtemel hedef olarak adlandırılmış ve numaralanmış bir bölgeye yapılan keşif ateş
- concentration
- koyulaşma
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف great and constant diligence and attention في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- assiduity
- concentration
great and constant diligence and attention
الواصلة
great and con·stant di·li·gence and at·ten·tionالتركية النطق
greyt ınd känstınt dîlıcıns ınd ıtenşınالنطق
/ˈgrāt ənd ˈkänstənt ˈdələʤəns ənd əˈtensʜən/ /ˈɡreɪt ənd ˈkɑːnstənt ˈdɪləʤəns ənd əˈtɛnʃən/
Resimler
المفضلات