She was watching TV with tears in her eyes.
- Gözlerinde gözyaşlarıyla TV izliyordu.
Bird watching is a nice hobby.
- Kuş gözlemciliği güzel bir hobi.
Waiting, observing, and keeping silent can avoid many wars.
- Beklemek, gözlemek ve sessiz kalmak birçok savaşı önleyebilir.
I'm observing wild birds.
- Ben yabani kuşları gözlemliyorum.
This song is so moving that it brings tears to my eyes.
- Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
My mother looked at me with tears in her eyes.
- Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.
I observed that his hands were unsteady.
- Ellerinin titrek olduğunu gözlemledim.
The boy observed the birds all day.
- Çocuk bütün gün kuşları gözlemledi.
He observed many types of creatures there.
- Orada bir sürü yaratık çeşidi gözlemledi.
Tom likes to observe the people walking by.
- Tom yürüyen insanları gözlemlemeyi sever.