filled to capacity with people

listen to the pronunciation of filled to capacity with people
الإنجليزية - التركية

تعريف filled to capacity with people في الإنجليزية التركية القاموس.

packed
{s} tıka basa dolu

Restoran her zaman tıka basa doludur. - The restaurant is always packed.

Tıka basa dolu olan o trende havasızlıktan öleceğimi düşündüm. - I thought I was going to suffocate on that train, which was absolutely packed.

packed
dolmak
packed
(Ticaret) ambalajlanmış
packed
kalabalık
packed
{f} paketle

Çantaların paketlendi mi? - Are your bags packed?

Hepiniz paketlenmiş ve hazır mısınız? - Are you all packed and ready?

packed
{s} hıncahınç

Konferans salonu hıncahınç dolu. - The auditorium is packed.

Bu mekan hıncahınç dolu. - This place is packed.

packed
{s} ağzına kadar dolu
packed
{s} paketlenmiş

Hepiniz paketlenmiş ve hazır mısınız? - Are you all packed and ready?

Ben ambalajsız ya da 1 kilogramlık torbalarda paketlenmiş olarak pirinç satarım. - I sell rice in bulk or packed in 1 kilogram bags.

packed
toplanmış/kalabalık
packed
sıkıştırılmış
الإنجليزية - الإنجليزية
packed

The bus was packed and I couldn't get on.

filled to capacity
completely full, packed
filled to capacity with people

    الواصلة

    filled to ca·pac·i·ty with peo·ple

    التركية النطق

    fîld tı kıpäsıti wîdh pipıl

    النطق

    /ˈfəld tə kəˈpasətē wəᴛʜ ˈpēpəl/ /ˈfɪld tə kəˈpæsətiː wɪð ˈpiːpəl/
المفضلات