entelektüel

listen to the pronunciation of entelektüel
التركية - الإنجليزية
{i} intellectual

When I call someone stupid, it's not an insult. I'm indicating to him that he has broad potential for intellectual development. - Birine aptal dediğimde, bu bir hakaret değil. Ben entelektüel gelişim için onun geniş potansiyele sahip olduğunu ona işaret ediyorum.

Confessions by St. Augustine tells us the timeless story of an intellectual quest that ends in orthodoxy. - Aziz Augustine tarafından yazılan İtiraflar bize ortodokslukta biten entelektüel arayışın zamansız bir hikayesini anlatır.

sophisticate
highly intelligent person; person engaged in intellectual pursuits
(an) intellectual
sophisticated
intellectual (person, activity)
egghead
academic
intellectualist
long haired
enlightened
highbrow
hishbrow
entelektüel sermaye
(İdari Yönetim) Intellectual capital
entelektüel kadın
bluestocking
التركية - التركية
(Hukuk) Aydın, münevver, anlıkçı
(Osmanlı Dönemi) Fr. (Bak: Münevver) Aydın. Akıl ve zihinle ilgili
Bilim, teknik ve kültürün, değişik dallarında özel öğrenim görmüş (kimse), aydın, münevver
Bilim, teknik ve kültürün, değişik dallarında özel öğrenim görmüş (kimse), aydın, münevver: "Pek sevinmez görünmek, bazı entelektüel bozuntularının oldum olasıya başvurdukları pis bir numaradır."- H. Taner
Fikir sorunlarıyla ilgili
entelektüel
المفضلات