I found his latest novel interesting.
- Onun en son romanını ilginç buldum.
His latest novel is well worth reading.
- Onun en son romanı okumaya değer.
The last time I went to China, I visited Shanghai.
- Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.
At last, he realized his error.
- En sonunda hatasını anladı.
This dictionary isn't the most recent version.
- Bu sözlük en son sürüm değil.
What's his most recent novel?
- Onun en son romanı nedir?
She knows a lot about the latest fashions.
- O, en son modalar hakkında çok şey biliyor.
She follows all the latest trends in fashion.
- O modadaki bütün en son trendleri izler.
This is the very last thing I can do for you.
- Bu senin için yapabileceğim en son şeydir.
Tom and Mary were finally alone.
- Tom ve Mary en sonunda yalnız kalmışlardı.
I finally found my way out of the confusing maze.
- En sonunda kafa karıştıran labirentten dışarı çıkabildim.