الإنجليزية - التركية
تعريف either the fundamental or an overtone in the harmonic series في الإنجليزية التركية القاموس.
- partial
- {s} taraflı
Tarafsızlık bile taraflıdır.
-Even impartiality is partial.
Oyun sadece taraflı bir başarıydı.
-The play was only a partial success.
- partial
- kısmi
Tom sadece kısmi sorumluluk kabul etti.
-Tom only accepted partial responsibility.
Onun işi sadece kısmi bir başarıydı.
-His business was only a partial success.
- partial
- kısma ait
- partial
- {s} kısmi; kısmen etkili
- partial
- bölümlü
Güneş tutulmaları tam ya da bölümlü olabilir.
-Lunar eclipses can be total or partial.
- partial
- {s} tam olmayan
- partial
- bölümsel
- partial
- düşkün
Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.
-That teacher tends to be partial to female students.
Ann çilolataya düşkün.
-Ann is partial to chocolate.
- partial
- tikel
- partial
- (İnşaat) kasmi
- partial
- yanlı/kısmi
- partial
- kısmen etkili olan
- partial
- meyilli
O, tatlılara meyillidir.
-She is partial to sweets.
- partial
- tarafgirlikle
- partial
- bir tarafı tutarak
- partial
- taraf tutan
- partial
- (Tıp) Tam olmayan, bütününü kapsamayan, kısmi
- partial
- partial eclipse astr
- partial
- tarafgir
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف either the fundamental or an overtone in the harmonic series في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- partial
either the fundamental or an overtone in the harmonic series
الواصلة
ei·ther the fun·da·men·tal or an o·ver·tone in the har·mo·nic se·riesالتركية النطق
aydhır dhi fʌndımentıl ır ın ōvırtōn în dhi härmänîk sîrizالنطق
/ˈīᴛʜər ᴛʜē ˌfəndəˈmentəl ər ən ˈōvərˌtōn ən ᴛʜē härˈmänək ˈsərēz/ /ˈaɪðɜr ðiː ˌfʌndəˈmɛntəl ɜr ən ˈoʊvɜrˌtoʊn ɪn ðiː hɑːrˈmɑːnɪk ˈsɪriːz/
Resimler
المفضلات