الإنجليزية - التركية
تعريف derived or deduced from another في الإنجليزية التركية القاموس.
- derivative
- türev
İntegral ve türev, kalkülüs'te iki ana işlemdir.
-The two main operations in calculus are the integral and the derivative.
Salisilat, salisilik asidi ve onun türevlerinden meydana gelir.
-Salicylates come from salicylic acid and its derivatives.
- derivative
- (Denizbilim) çıkak
- derivative
- (Dilbilim) türemiş sözcük
- derivative
- türemiş
- derivative
- (Finans) ara ürün
- derivative
- (Finans) yan ürün
- derivative
- {s} türetilmiş
Bu, telif hakkı ile korunan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türetilmiş çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için onu iptal ettim.
-This was a translation of copyrighted material, so I deleted it since copyright owners have the right to control derivative works.
- derivative
- iştikak etmiş
- derivative
- {i} türetme
- derivative
- müştak
- derivative
- {i} türetilmiş şey
- derivative
- {s} ikincil
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف derived or deduced from another في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {a} derivative
derived or deduced from another
الواصلة
de·rived or de·duced from an·oth·erالتركية النطق
dırayvd ır dîdust fırm ınʌdhırالنطق
/dərˈīvd ər dəˈdo͞ost fərm əˈnəᴛʜər/ /dɜrˈaɪvd ɜr dɪˈduːst fɜrm əˈnʌðɜr/
Resimler
المفضلات