dışarı çıkarmak

listen to the pronunciation of dışarı çıkarmak
التركية - الإنجليزية
put out
out

Tom opened the door to let his dog out. - Tom, köpeğini dışarı çıkarmak için kapıyı açtı.

Tom wants to take Mary out tomorrow night. - Tom yarın gece Mary'yi dışarı çıkarmak istiyor.

take out
turn out
burnish
(Havacılık) extraction
stick out
exsert
dışarı çık
went out

Which student went out? - Hangi öğrenci dışarı çıktı?

She went out without saying good-bye. - Hoşça kal demeden dışarı çıktı.

dışarı çık
gone out

He has gone out for lunch already. - O zaten öğle yemeği için dışarı çıktı.

I'm afraid he's just gone out. - Maalesef o az önce dışarı çıktı.

dışarı çık
walkout
çöpü dışarı çıkarmak
garbage out
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) TEBRİC
(Osmanlı Dönemi) TEBRİZ