Bana daha evvel söylemeliydin.
- You should've told me earlier.
Toplantıyı bir saat daha evvel başlatmamızı önerebilir miyim?
- Might I suggest that we start the meeting an hour earlier?
O eskiden bir banka memuruydu.
- She was formerly a bank clerk.
Tom eskiden bir banka katibiydi.
- Tom was formerly a bank clerk.
O zamana kadar tamamlanırsa gelecek ay yeni evimize taşınacağız.
- We will move into our new house next month if it is completed by then.
Ancak, o zamana kadar, çok geçti.
- By then, however, it was too late.
O yorgun olduğunu söyledi ve eve erken gitmek istemesinin nedeni budur.
- He said that he was tired and that is why he'd like to go home earlier.
O günlerde ben daha erken yatmaya gittim.
- In those days, I went to bed earlier.
O günlerde ben daha erken yatmaya gittim.
- In those days, I went to bed earlier.
Eğer biraz daha erken gelseydin, onunla karşılaşabilirdin.
- Had you come a little earlier, you could have met her.
Ancak, o zamana kadar, çok geçti.
- By then, however, it was too late.
Tom o zamana kadar geri dönebilir.
- Tom may be back by then.
Hepimiz eski zamanlardan kitaplarda kalan eski yasaları duyduk, bunların çoğu birkaç kahkaha için iyidir.
- We’ve all heard of outdated laws that remain on the books from earlier times, many of which are good for a few laughs.
Eskisinden biraz daha erken geldi.
- He came a little earlier than he used to.