Please don't get me wrong.
- Lütfen beni yanlış anlamayın.
For God's sake, get me out of here!
- Allah aşkına beni buradan çıkarın.
partiye bendi de götürün.
For myself, I would like to take part in the game.
- Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
I bought this book for myself, not for my wife.
- Ben bu kitabı karım için değil, kendim için satın aldım.
My dog is almost half the size of yours.
- Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
Put yourself in my place.
- Kendini benim yerime koy.
Tom is young, rich, spoiled and egocentric.
- Tom, genç, zengin, şımarık ve benmerkezcidir.
My brother-in-law is really egotistical.
- Eniştem gerçekten bencil.
Benzene molecules are hexagonal in shape.
- Benzen molekülleri altıgen şeklindedirler.
She had a mole on her face.
- Onun yüzünde bir ben var.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.