They determined the date for the trip.
- Seyahat için tarihi belirlediler.
The lawyer determined his course of action.
- Avukat eylemin rotasını belirledi.
A cat appeared from behind the curtain.
- Perdenin arkasından bir kedi belirdi.
Scarcely had the rain stopped before a rainbow appeared.
- Bir gökkuşağı belirmeden önce, hemen hemen yağmur durmuştu.
They set the time and place of the wedding.
- Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
You should respect the rules your parents set for you.
- Ebeveynlerinin senin için belirlediği kurallara uymalısın.
Planets are easy to identify because they don't twinkle like stars do.
- Gezegenleri belirlemek kolay, çünkü yıldızlar gibi parıldamazlar.
Can you identify which coat is yours?
- Hangi ceketin seninki olduğunu belirleyebilir misin?
What was the determining factor in this case?
- Bu durumda belirleyici faktör neydi?
Our lives are determined by our environment.
- Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.
The lawyer determined his course of action.
- Avukat eylemin rotasını belirledi.