başarım

listen to the pronunciation of başarım
التركية - الإنجليزية
success
performance
başarı
success

Some people identify success with having much money. - Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.

It goes without saying that honesty is the key to success. - Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer

başarı
{i} achievement

This building is the architect's crowning achievement. - Bu bina mimarın en yüksek başarısıdır.

Your achievements cannot be compared with mine. - Başarıların benimki ile karşılaştırılamaz.

başarı
accomplishment

It was an awesome accomplishment. - O harika bir başarıydı.

That was our biggest accomplishment. - O bizim en büyük başarımız.

başarı
prosperity
başarı
feat

The player performed a wonderful feat. - Oyuncu, harika bir başarı gerçekleştirdi.

Food gives life, life gives strength and strength gives great feats. - Yiyecek hayat verir, hayat güç verir ve güç büyük başarılar verir.

başarı
victory
başarı
{i} attainment
başarı
triumph
başarı
success, accomplishment, achievement, prosperity
başarı
speed
başarı
{i} win

You win some, you lose some. - Her zaman başarılı olamazsın.

I hope you will succeed in winning the prize. - Umarım ödülü kazanmayı başarırsınız.

başarı
{i} stroke
başarı
{i} go
nesnel başarım
objective performance
başarı
joy

The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful. - Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

başarı
acquirement
başarı
{i} achieving
başarı
diplomacy
başarı
performance
başarı
in success
başarı
succeeding

I have serious doubts about their plan succeeding. - Onun planının başarısı hakkında ciddi şüphelerim var.

If you're trying to scare me, you're succeeding. - Beni korkutmaya çalışıyorsan başarıyorsun.

başarı
success of
başarı
(Hukuk) achievement, triumph
başarı
deed

This deed became one of the most emblematic milestones of the Revolution. - Bu başarı, devrimin en simgesel kilometre taşlarından biri oldu.

başarı
smash
başarı
click
başarı
effort

He failed in his business in spite of his efforts. - O, çabalarına rağmen işinde başarısız oldu.

Success in life calls for constant efforts. - Hayatta başarı sürekli çaba gerektirir.

başarı
show

The show was a success. - Gösteri bir başarıydı.

She wanted to show off her cleverness during class, but she failed. - O ders sırasında akıllılığını göstermek istedi ama o başarısız oldu.

başarı
hit

His last play was a big hit. - Onun son oyunu büyük bir başarıydı.

Their concert was a big hit. - Onların konseri büyük bir başarıydı.

başarı
success#
cd-rom başarım verisi
(Bilgisayar) cd-rom performance data
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف başarım في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

Başarı
(deyim) flying colors
التركية - التركية
Elde edilen bir başarı
Bir sporcunun yapabileceği en iyi derece, takat sınırı, performans
performans
Başarı
sükse
başarı
Başarma işi veya başarılan iş, muvaffakiyet: "Bu başarı, onu garip bir yolda boşluk ve yalnızlık içinde bırakmıştı."- H. E. Adıvar
başarı
Başarma işi veya başarılan iş, muvaffakiyet
başarım
المفضلات