böylemi

listen to the pronunciation of böylemi
التركية - الإنجليزية
I like this
böyle
so
böyle
thus

Thus they decided that I was innocent. - Böylece masum olduğuma karar verdiler.

The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows. - Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.

böyle
that

I doubt that Tom would ever consider driving such a small car. - Tom'un şimdiye kadar böyle küçük bir araba sürmeyi düşüneceğinden şüpheliyim.

Who that believes in God would do such a thing? - Allah'a inanan kim böyle bir şey yapardı?

böyle
thusly
böyle
tolerable
böyle
gradually
böyle
as such

He is a scholar, and ought to be treated as such. - O bir bilim adamı ve ona böyle davranılmalı.

He is a gentleman and ought to be treated as such. - O bir beyefendi ve böyle davranılması gerekiyor.

böyle
thus and so
böyle
like this

I think it's unlikely that a situation like this one would ever occur again. - Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum.

I am interested in getting a hat like this. - Ben böyle bir şapka almakla ilgileniyorum.

böyle
such a

Was there such a thing? - Böyle bir şey var mıydı?

I am surprised that she refused such a good offer. - Onun böyle güzel bir teklifi reddetmesine şaşırdım.

böyle
such

We all wondered why she had dumped such a nice man. - Hepimiz onun böyle iyi bir adamı niye terk ettiğini merak ettik.

Was there such a thing? - Böyle bir şey var mıydı?

böyle
this

I am interested in getting a hat like this. - Ben böyle bir şapka almakla ilgileniyorum.

This is how I learned English. - İşte ben İngilizce'yi böyle öğrendim.

böyle
like that

He must be a fool to talk like that. - Böyle konuşmak için aptal olmalı.

Not all teachers behave like that. - Bütün öğretmenler böyle davranmaz.

böyle
sic
böyle
so, such, thus, like this, in this way
böyle
of a sort
böyle
this kind of

We used to think that was why this kind of thing happened. - Eskiden böyle şeylerin bu sebepten olduğunu zannederdik.

In this kind of weather it's best if I stay at home and don't go outside. - Böyle bir havada en iyisi evde kalıp dışarı çıkmamak.

böyle
of sorts
böyle
{f} ferry
التركية - التركية

تعريف böylemi في التركية التركية القاموس.

böyle
Bu yolda, bu biçimde: "Böyle acıklı şeyleri ne diye yazıyorum bilmem ki?"- A. Gündüz
böyle
Bu derece: "Böyle bir sevmek görülmemiştir."- A. İlhan. İçinde "ne", "nasıl" gibi sorular bulunan cümlelerin sonuna geldiğinde o cümlede anlatılan şeyin hoş karşılanmadığını veya ona şaşıldığını anlatan bir söz: "Maşallah, dedi, nereden teşrif böyle?"- P. Safa
böyle
Bunun gibi, buna benzer: "Ah Şaban'ın böyle bir çocuğu, böyle bir karısı olsaydı!"- H. E. Adıvar
böyle
Bu derece
böyle
İçinde "ne", "nasıl" gibi sorular bulunan cümlelerin sonuna geldiğinde, o cümlede anlatılan şeyin hoş karşılanmadığını veya ona şaşıldığını anlatır
böyle
Bunun gibi, buna benzer
böyle
Bu yolda, bu biçimde
böylemi
المفضلات