az miktar

listen to the pronunciation of az miktar
التركية - الإنجليزية
{i} little

I gave her what little money I had with me. - Üzerimdeki az miktarda parayı ona verdim.

Poor as she was, she gave him what little money she had. - O, fakir olmasına rağmen, sahip olduğu az miktarda parayı ona verdi.

inch
{i} drop
{i} few

A few years ago, our room had little furniture in it. - Birkaç yıl önce, bizim odanın içinde az miktarda mobilya vardı.

bit
dash
touch
trace
dram
suggestion
smallness
mickle
tinge
trifle
shade
suspicion
twopence
fewness
dribblet
driblet
modicum
scattering
small

He would be paid a small amount of money. - Az miktarda para ödenirdi.

A small amount of brandy is added to the whipped cream. - Krem şantiye az miktarda brendi ekledi.

{i} handful
scruple
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) MA'N
az miktar
المفضلات