ayakta durma

listen to the pronunciation of ayakta durma
التركية - الإنجليزية
standing

The train was so crowded that I had to keep standing all the way. - Tren o kadar kalabalıktı ki ben bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.

It was all I could do to keep standing. - Yapabildiğim bütün şey ayakta durmaya devam etmekti.

stending
ayakta durmak
stand

The train was so crowded that I had to keep standing all the way. - Tren o kadar kalabalıktı ki ben bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.

Black people had to sit in the back of the bus, or stand if the back was full. - Siyah insanlar otobüsün arkasında oturmak ya da doluysa ayakta durmak zorunda kaldılar.

ayakta durmak
to stand

The train was very crowded so I had to stand all the way to Ueno. - Tren çok kalabalıktı bu yüzden Ueno'ya kadar bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.

She had to stand in the train. - O, trende ayakta durmak zorundaydı.

ayakta durmak
to stand, remain standing
التركية - التركية
kıyam
Ayakta durmak
dikilmek
Ayakta durmak
dikelmek
ayakta durma
المفضلات