arabalık

listen to the pronunciation of arabalık
التركية - الإنجليزية
garage " garaj; for ... car(s)
wagon house, cart shed
carload, wagonload; truckload
coach house
araba
(Otomotiv) car

The name of Marco's car is 'Thunder Giant'. - Marco'nun arabasının adı Thunder Gianttir.

I had my car stolen last night. - Dün gece arabam çalındı.

araba
{i} cart

Planning the wedding before proposing is putting the cart before the horse. - Evlilik teklif etmeden önce düğün planlamak arabayı atın önüne koymaktır.

Tom got in the golf cart. - Tom golf arabasına bindi.

araba
motorcar

Selling motorcars is my business. - Arabalar satmak benim işim.

araba
cartload, wagonload; truckload
araba
wheels (Slang); carriage
araba
auto

We are producing spare parts in an automobile factory. - Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyoruz.

I was recently in an automobile accident. - Yakın zamanda bir araba kazası geçirdim.

araba
car, automobile
araba
car, motorcar, auto, automobile; carriage, vehicle; cart, wagon
araba
automobile

I was recently in an automobile accident. - Geçenlerde bir araba kazası geçirdim.

Thousands of Americans owned automobiles. - Binlerce Amerikalı araba sahibiydi.

araba
coach

He robbed the mail coach. - O, posta arabasını soydu.

araba
vehicle

This vehicle eventually became a successful family car. - Bu araç sonunda başarılı bir aile arabası oldu.

Fire engines have priority over other vehicles. - İtfaiye arabalarının diğer araçlara göre önceliği vardır.

araba
wheel

Steering wheels of American cars are on the left side. - Amerikan arabalarının direksiyon simitleri sol taraftadır.

Tom filled the wheelbarrow with sand. - Tom el arabasını kum ile doldurdu.

araba
gharry; motor
araba
wagon

Does Tom still drive a station wagon? - Tom hâlâ steyşın araba kullanıyor mu?

araba
auotomobile
araba
motor

Selling motorcars is my business. - Arabalar satmak benim işim.

The motorcycle crashed into a car. - Motosiklet bir arabaya çarptı.

araba
trolley
araba
wain
araba
moving conveyor
araba
cab

Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car. - Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar.

araba
auto-
araba
carriage, wagon, cart
araba
carriage

Every once in a while, a carriage passed by me. - Arada bir yanımdan bir araba geçti.

The baby sleeping in the baby carriage is as cute as an angel. - Bebek arabasında uyuyan bebek, bir melek kadar sevimli.

araba
{i} gharry
araba
autocar
araba
conveyance
araba
rickshaw
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف arabalık في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

araba
A wagon or cart, usually heavy and without springs, and often covered
araba
{i} type of wheeled carriage which is popular in the Middle East; wagon drawn by oxen or horses and used in Turkey and Asia Minor
araba
A carriage used in Turkey and Asia Minor drawn by horses or oxen
التركية - التركية
Araba konulan yer, garaj
Araba dolduracak miktar
araba
Tekerlekli, motorlu veya motorsuz her türlü kara taşıtı: "Ve arabayı dörtnala ileri sürdü."- H. Taner
araba
Bu taşıtın aldığı miktarda
araba
Araba ile taşınmış veya taşınacak miktar
araba
Tekerlekli, motorlu veya motorsuz her türlü kara taşıtı