الإنجليزية - التركية
تعريف anything that has mass and occupies space في الإنجليزية التركية القاموس.
- matter
- {f} önemli olmak
- matter
- {i} cisim
- matter
- mesele
Meseleyi senin yargına bırakıyorum.
-I leave the matter to your judgement.
Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu.
-We had no choice but to leave the matter to him.
- matter
- madde
Lütfen gelecek toplantıda maddeyi öne sür.
-Please bring the matter forward at the next meeting.
Radyoaktif maddeler tehlikelidir.
-Radioactive matter is dangerous.
- matter
- {i} öz
Konu hakkında seninle özel olarak konuşabilir miyim?
-May I talk with you in private about the matter?
Tom konu hakkında Mary ile özel görüştü.
-Tom spoke to Mary in private about the matter.
- matter
- {i} iltihap
- matter
- {i} mesele, sorun; konu, iş; durum
- matter
- yazılı belge
- matter
- önemi olmak
- matter
- irinlenmek
- matter
- iltihaplanmak
- matter
- {f} önemi olmak, önem taşımak, farketmek
- matter
- içerik
- matter
- farket(mek)
- matter
- madde,v.farket: n.konu
- matter
- müsvedde
- matter
- aksilik
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف anything that has mass and occupies space في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- matter
anything that has mass and occupies space
الواصلة
a·ny·thing that has Mass and occupies spaceالتركية النطق
enithîng dhıt hız mäs ınd äkyıpayz speysالنطق
/ˈenēˌᴛʜəɴɢ ᴛʜət həz ˈmas ənd ˈäkyəˌpīz ˈspās/ /ˈɛniːˌθɪŋ ðət həz ˈmæs ənd ˈɑːkjəˌpaɪz ˈspeɪs/
Resimler
السابق
المفضلات