O, beni asistanı yaptı.
- He made me his assistant.
Tom Mary'yi onun asistanı olarak çalışması için atadı.
- Tom appointed Mary to act as his assistant.
Yardımcısı ayakkabılarını parlattı.
- His assistant polished his shoes.
Kendisi bir arkeolog'un yardımcısıdır.
- He is an archeologist's assistant.
Diktatörün tüm yardımcıları ile ilgili mutlak sadakatı vardı.
- The dictator had the absolute loyalty of all his aides.
Biz ona parayla yardımcı olduk.
- We aided him with money.
Yaşlı insanlar tezgâhtar tarafından kandırıldı.
- Old people were tricked by the shop assistant.
Eşimin elleri tezgahtarınkinden biraz daha küçük.
- My wife's hands are slightly smaller than the shop assistant's.
... used to mean that someone like Amanda showing a physician's assistant ...
... falsify, while if you're a middle-aged admin assistant, you merely get written up by HR ...