act of deliberating; deliberation; consultation

listen to the pronunciation of act of deliberating; deliberation; consultation
الإنجليزية - التركية

تعريف act of deliberating; deliberation; consultation في الإنجليزية التركية القاموس.

council
{i} divan
council
{i} konsey

Tom Mary'nin öğrenci konseyi başkanı seçilmesini önlemek için gücü dahilinde her şeyi yaptı. - Tom did everything within his power to keep Mary from being elected president of the student council.

Lee Leffingwell, Austin Şehir Konseyi'nin başkanıdır. - Lee Leffingwell is the head of the Austin City Council.

council
meclis

İl belediye meclisine adaylığımı koyacağım. - I'm running for city council.

Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu. - The councilor tabled a number of controversial motions.

council
{i} kurul

Yeni bir öneriyi tartışmak için bir yürütme kurulu oluşturuldu. - An executive council was formed to discuss the new proposal.

council
kurultay
council
müşavere
council
Council of State Danıştay
council
(Askeri) KONSEY: Yönetmelikler veya genel emirlerle kurulmuş, daimi inceleme veya istişare grubu. Konsey, kendisine verilmiş konular üzerinde belirli makama teklif ve tavsiyelerde bulunur. İlgili makamların (asker, sivil veya karma) kıdemli temsilcilerinden mürekkeptir. İlgili şahıslar için bu kurulda üyelik -asil sekreterlik görevi almış olanlar dışında- esas görevlerine ek bir görevdir
council
ihtiyar heyeti
council
kiraya verilen
council
danışma kurulu
council
(ev/daire/vb.) yerel idare tarafından yapılan
council
{i} yönetim kurulu
council
{i} İng. belediye meclisi; ihtiyar heyeti
council
{i} kurul, komisyon; konsey, danışma kurulu
council
councilman encümen üyesi
الإنجليزية - الإنجليزية
council
act of deliberating; deliberation; consultation
المفضلات