a member of one's family

listen to the pronunciation of a member of one's family
الإنجليزية - التركية

تعريف a member of one's family في الإنجليزية التركية القاموس.

relation
ilişki

Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor. - As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.

Onların ilişkisi hakkında bir şey bilmiyorum. - I don't know anything about their relationship.

a member of
üye olmak
relation
ara

Japonya ve ABD arasındaki arkadaşça ilişkileri sürdürmeliyiz. - We must maintain the friendly relations between Japan and the U.S.

Onların ikisi arasındaki ilişkiler nasıl gidiyor? - How are relations between the two of them going?

relation
naklediş
relation
takıntı
relation
aidiyet
relation
akraba

Onunla akrabalığınız nedir? - What's your relation with him?

O, onun uzak bir akrabasıdır. - He is a distant relation of hers.

relation
bağıntı
relation
{i} bağ

En büyük nimet sağlık, en büyük zenginlik kanaat, en büyük bağ da vefadır. - Health is the greatest gift; satisfaction the greatest wealth; fidelity the greatest relation.

relation
{i} söyleme
relation
{i} bağlantı
relation
{i} anlatma
relation
akrabalar
relation
{i} oran
relation
(Tıp) İlgi, ilişki, münasebet
relation
{i} ilgi

Tom'la ilişkim seni ilgilendirmez. - My relationship with Tom is none of your business.

Ciddi bir ilişki ile ilgilenmiyorum. - I'm not interested in a serious relationship.

relation
relations i
relation
{i} nispet
relation
bağıntı,ilişki
الإنجليزية - الإنجليزية
relation

Yes, he's a relation of mine, but a only distant one.

A member of ones family
relation
a member of one's family

    الواصلة

    a Mem·ber of one's fa·mi·ly

    التركية النطق

    ı membır ıv wʌnz fämli

    النطق

    /ə ˈmembər əv ˈwənz ˈfamlē/ /ə ˈmɛmbɜr əv ˈwʌnz ˈfæmliː/
المفضلات