a job or performance done by one person alone. (e.g., an airplane flight)

listen to the pronunciation of a job or performance done by one person alone. (e.g., an airplane flight)
الإنجليزية - التركية

تعريف a job or performance done by one person alone. (e.g., an airplane flight) في الإنجليزية التركية القاموس.

solo
yalnız başına
solo
tek

Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı. - Lindbergh's solo nonstop transatlantic flight was a remarkable accomplishment.

Benim tek meslektaşım emekliye ayrıldığından, ben yalnız uçuyorum. - Now that my only colleague has retired, I'm flying solo.

solo
{i} müz. solo
solo
{s} tek başına

Amelia Earhart Atlantiği tek başına uçarak geçen ilk kadındı. - Amelia Earhart was the first woman to fly across the Atlantic solo.

İster tek başına uçuyor ol, ister bir ilişki içinde ol, bu Sevgililer Günü seni düşünüyor olacağım. - Whether you’re flying solo or in a relationship, I'll be thinking of you this Valentine’s Day.

solo
(sıfat) solo, tek başına, tek kişinin yaptığı, yalnız, tek kişilik
solo
{i} dans tek başına yapılan gösteri
solo
{s} tek kişinin yaptığı
solo
(zarf) tek başına, yalnız, yalnızca, tek olarak
solo
tek ses veya çalgı için
solo
yalnızca
solo
{i} solo
solo
tek olarak
solo
{i} tek kişilik oyun
solo
solo yap
solo
{i} yalnız uçuş
solo
iskambilde iki veya üç ortağa karşı tek başına oynanan oyun
solo
{s} tek kişilik

Charles Lindbergh, Atlantik Okyanusu'nda, 1927 yılında ilk tek kişilik uçuşunu yaptı. - Charles Lindbergh made the first solo flight across the Atlantic Ocean in 1927.

solo
tek başına uçak kullanmak soloistsolist
الإنجليزية - الإنجليزية
solo
a job or performance done by one person alone. (e.g., an airplane flight)
المفضلات