الإنجليزية - التركية
تعريف a governor, an instrument to rule lines في الإنجليزية التركية القاموس.
- ruler
- {i} hükümdar
İmparatora gelince, o dünyanın hükümdarıdır. Barbarlara gelince, onlar dünyanın uşaklarıdır.
-As for the Emperor, he is the ruler of the world. As for the barbarians, they are the servants of the world.
İnka İmparatorluğunun hükümdarı idi.
-He was the ruler of the Inca Empire.
- ruler
- {i} hakim
- ruler
- cetvel
Bir cetvel ödünç alabilir miyim?
-May I borrow a ruler?
Bu cetvel milimetre olarak ölçeğe sahiptir.
-This ruler has the scale in millimeters.
- ruler
- amir
- ruler
- cetvel tahtası
- ruler
- han
- ruler
- çizelge
- ruler
- kağan
- ruler
- yöneten
- ruler
- şerit metre
- ruler
- türbe
- ruler
- çizgi
- ruler
- yönetenler
- ruler
- padişah
- ruler
- {i} yönetici
Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.
-The ruler was overthrown and banished from the country.
İnsanlar yöneticilerine karşı ayaklandı.
-The people revolted against their rulers.
- ruler
- cetvel/yönetici
- ruler
- {i} idareci
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a governor, an instrument to rule lines في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {n} ruler
a governor, an instrument to rule lines
الواصلة
a governor, an in·stru·ment to rule linesالنطق
Resimler
المفضلات