a female child, a young woman

listen to the pronunciation of a female child, a young woman
الإنجليزية - التركية

تعريف a female child, a young woman في الإنجليزية التركية القاموس.

girl
kız

Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum. - I sometimes wonder if I am a girl.

O, Kanadalı bir kızla evlendi. - He married a Canadian girl.

girl
kadın

Kadınlar ve kızlar onunla karşılaşmaktansa caddeyi geçmeyi tercih ederler. - Women and girls would cross over the street rather than meet him.

Peter, çocuksu kızlardan bıktı ve gerçekten olgun bir kadınla tanışmak istedi. - Peter was fed up with childish girls and wanted to meet a really mature woman.

girl
sevgili

Sevgilisi de oradaydı. - His girlfriend was there, too.

Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz. - Mary's not happy that her boyfriend has to kiss another girl for the school play.

girl
kadın işçi
girl
bayan dost
girl
girl scout kız izci
girl
{i} k.dili. kız arkadaş
girl
{i} kız arkadaş

Kız arkadaşına doğru koştum. - I ran into your girlfriend.

Tom ve kız arkadaşı aynı sınıfta. - Tom and his girlfriend are in the same class.

girl
{i} hizmetçi kız
girl
girl friend yakın kız arkadaş
girl
girlhoodkızlık çagı
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} girl