a decree that prohibits something

listen to the pronunciation of a decree that prohibits something
الإنجليزية - التركية

تعريف a decree that prohibits something في الإنجليزية التركية القاموس.

ban
{f} yasakla

Sigara satışı yasaklanmalıdır. - The sale of cigarettes should be banned.

Bu yere giriş yasaklandı. - You are banned from entering this place.

ban
evlenme beyannamesi
ban
aforoz
ban
{f} yasaklamak

ABD'nin her yerinde köleliği yasaklamak istediler. - They wanted to ban slavery everywhere in the United States.

Restoranlarda sigara içmeyi yasaklamak çok popüler, hatta sigara içenler ile! - Banning smoking in restaurants is very popular, even with smokers!

ban
beyanname
ban
(özellikle yasa ile) yasaklamak
ban
ortaçağda seferberlik ilanı
ban
(Gıda) Hamburger ekmeği

I'd like to have cheese in a ban.

ban
yasaklama

Çocuklara yönelik amaçlanmış reklamı yasaklamalıyız. - We should ban advertising aimed towards children.

Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı. - The treaty did not ban nuclear tests under the ground.

ban
publish the banns nikâh kâğıtlarını asmak
ban
{f} menetmek
ban
bildiri

Sigara içme yasağı bildirimi dün restoranın dışında yayınlandı. - Notification of the smoking ban was posted outside the restaurant yesterday.

ban
{i} vali (macar)
ban
Hırvat ve Slovanya valisi
ban
tebliğ
ban
(Askeri) ÇİZGİ ÖLÇEK: Kara ve hava haritaları üzerindeki mesafeyi ölçek cinsinden doğrudan doğruya ölçmeye yarayan taksimatlı çizgi. (Haritacılık)
ban
(fiil) yasaklamak, menetmek, boykot etmek, afaroz etmek
ban
{i} yasak

Bu yere giriş yasaklandı. - You are banned from entering this place.

Sigara satışı yasaklanmalıdır. - The sale of cigarettes should be banned.

الإنجليزية - الإنجليزية
prohibition
proscription
ban
a decree that prohibits something

    الواصلة

    a de·cree that prohibits some·thing

    التركية النطق

    ı dîkri dhıt prōhîbıts sʌmthîng

    النطق

    /ə dəˈkrē ᴛʜət prōˈhəbəts ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ə dɪˈkriː ðət proʊˈhɪbəts ˈsʌmθɪŋ/
المفضلات