الإنجليزية - التركية
تعريف a country's entire sea force, including ships and personnel في الإنجليزية التركية القاموس.
- navy
- lacivert
- navy
- kazma makinesi
- navy
- bahriye
- navy
- donanma
Kennedy, İkinci Dünya Savaşında bir Donanma kahramanı idi.
-Kennedy was a Navy hero in World War Two.
Tom üniversiteyi bitirdikten sonra donanmaya katıldı.
-Tom joined the navy after finishing college.
- navy
- {i} deniz filosu
- navy
- {i} deniz kuvvetleri
Pilota deniz kuvvetleri helikopterini uçurttular.
-They made the pilot fly the Navy helicopter.
Neden deniz kuvvetlerine katılmak istiyorsun?
-Why do you want to join the navy?
- navy
- devletin gemi kuvveti
- navy
- (Askeri) DENİZ KUVVETLERİ: Bak. "United States Navy"
- navy
- navy bean küçük kuru fasulye
- navy
- koyu mavi
- navy
- deniz kuvvetler
Neden deniz kuvvetlerine katılmak istiyorsun?
-Why do you want to join the navy?
Pilota deniz kuvvetleri helikopterini uçurttular.
-They made the pilot fly the Navy helicopter.
- navy
- navy yard harp gemileri tersanesi
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a country's entire sea force, including ships and personnel في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- navy
a country's entire sea force, including ships and personnel
الواصلة
a country's en·tire sea force, in·clud·ing ships and per·son·nelالنطق
Resimler
المفضلات