şimdilik

listen to the pronunciation of şimdilik
التركية - الإنجليزية
for now

That's enough for now. - Şimdilik bu kadar yeterli.

This is all I can do for now. - Şimdilik yapabileceğimin hepsi bu.

temporarily

The apple appeased my hunger temporarily. - Elma, açlığımı şimdilik yatıştırdı.

At the moment
For now, for the present, for the time being; at present
for the present

Let's leave the matter as it is for the present. - Meseleyi şimdilik olduğu gibi bırakalım.

pro tempore
for the time being

We have decided to stay here for the time being. - Biz şimdilik burada kalmaya karar verdik.

She was always staring at me for the time being. - Şimdilik her zaman bana bakıyordu.

for the nonce
for the present, for the time being, for now
pro temp
for the moment

There will be no big typhoon for the moment. - Şimdilik büyük tayfun olmayacak.

We're safe here for the moment. - Burada şimdilik güvendeyiz.

(Konuşma Dili) as yet

As yet, everything has been going well. - Şimdilik her şey yolunda gidiyor.

presently
the time being

We have decided to stay here for the time being. - Biz şimdilik burada kalmaya karar verdik.

She was always staring at me for the time being. - Şimdilik her zaman bana bakıyordu.

now for
şimdilik bu kadar
That's all for now
şimdilik hoş çakal
so long
التركية - التركية
Şimdiki durumda veya zamanda, şimdiki zaman için, şu duruma göre: "Sen şimdilik büyük babanın yanında kal, babanı istediğin zaman görürsün."- H. E. Adıvar
Şimdiki durumda veya zamanda, şimdiki zaman için, şu duruma göre
şimdilik
المفضلات