üre

listen to the pronunciation of üre
التركية - الإنجليزية
urea
ureal
(Denizbilim) urine
carbamide
procreate
{f} breeding

To the best of my knowledge, this chemical will prevent germs from breeding. - Bildiğim kadarıyla, bu kimyasal mikropların üremesini engelleyecek.

This chemical will prevent germs from breeding. - Bu kimyasal mikropların üremesini engeller.

{f} manufacturing

We are planning changes to the manufacturing process. - Biz üretim sürecinde değişiklikler planlıyoruz.

They are manufacturing TV sets in this factory. - Onlar bu fabrikada TV setleri üretiyorlar.

üre asidi
produced acid
üre ile ilgili
ureal
التركية - التركية
Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan billursu toz
Süt ve darı ile yapılan tatlı
Memelilerde protein metabolizmasının son ürünü olan ve idrarla dışarı atılan bileşik
Vücutta biriken azotlu bileşik
Tarımda kullanılan azotlu gübre
Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde
Sakarya iline özgü bir tür köfte
Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan temel gereçlerden beyaz, billursu toz
Memelilerde pratein metobolizmasının son ürünü olan madde
Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan beyaz ve billursu toz
Sakarya iline özgü bir tatlı
kaurit tutkalı
üre

    الواصلة

    ü·re

    النطق

    علم أصول الكلمات

    () From Anglo-Norman *eure, Old French euvre ( > modern œuvre), from Latin opera.
المفضلات