üflemek

listen to the pronunciation of üflemek
التركية - الإنجليزية
blow

I am master of all the birds in the world, and have only to blow my whistle and every one will come to me. - Ben dünyadaki tüm kuşların efendisiyim ve sadece düdüğüme üflemek zorundayım ve her biri bana gelecektir.

(for someone) to blow or breathe hard on
puff
whiffle
slang to lay, have sex with
blow out
to play (a wind instrument)
to blow; to puff; to blow upon; to blow out
insufflate
breathe upon
whiff
puff out
blew
üfleme
(Dilbilim) aspiration
üfle
{f} whiff
üfleme
puffing
üfle
blown
duman üflemek
blow smoke
içine üflemek
insufflate
mum üflemek
blow out the candle
ney üflemek
to play the ney
üfleme
blowing

Glass developed dramatically in the Roman era when glass blowing techniques were invented. - Cam üfleme teknikleri icat edildiğinde cam Roma döneminde önemli ölçüde gelişti.

üfleme
puff
üfleme
blast
üfleme
blowing, blow, puff
üfleme
blow

Glass developed dramatically in the Roman era when glass blowing techniques were invented. - Cam üfleme teknikleri icat edildiğinde cam Roma döneminde önemli ölçüde gelişti.

I am master of all the birds in the world, and have only to blow my whistle and every one will come to me. - Ben dünyadaki tüm kuşların efendisiyim ve sadece düdüğüme üflemek zorundayım ve her biri bana gelecektir.

üfleme
wind
üfleme
insufflation
التركية - التركية
Çalmak
Yanmakta olan bir şeyi söndürmek veya canlandırmak için soluk vermek: "İdris iskele başında salep güğümünün altındaki eleme kömürlerin küllerini üflüyor."- S. F. Abasıyanık
Dudakları büzerek soluğu bir şey üzerine hızla vermek: "İki senedir sigaralarının dumanlarını burnuma üflediği yetmemiş gibi şimdi de bana oyun etmeye kalkışıyor."- A. Gündüz
Nefesle seslendirilen çalgıları çalmak: "Arkadaş çalgısını bir iki defa üfledikten sonra döndü."- O. C. Kaygılı
Dudakları büzerek soluğu bir şey üzerine hızla vermek
Yanmakta olan bir şeyi söndürmek veya canlandırmak için soluk vermek
(Osmanlı Dönemi) NAKR
üfürmek
üfleme
Üflemek işi
üflemek
المفضلات