örneğin

listen to the pronunciation of örneğin
التركية - الإنجليزية
for instance

Japan is full of beautiful cities. Kyoto and Nara, for instance. - Japonya güzel şehirlerle doludur. Örneğin, Kyoto ve Nara.

What makes you think the Middle East is more important than Mesoamerica, for instance? - Örneğin Orta Doğu'nun Orta Amerika'dan daha önemli olduğunu sana düşündürten şey ne?

for example

The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat. - Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.

Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine. - Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.

e.g
such as

Tiny animals such as krill eat plankton. - Küçük hayvanlar, örneğin kriller plankton yerler.

He likes strange animals such as snakes, for example. - O, örneğin yılanlar gibi garip hayvanları seviyor.

for example, for instance
such

Tiny animals such as krill eat plankton. - Küçük hayvanlar, örneğin kriller plankton yerler.

He likes strange animals such as snakes, for example. - O, örneğin yılanlar gibi garip hayvanları seviyor.

eg
e g
e. g
exempligratia
التركية - التركية
Söz gelişi, söz gelimi, söz misali, örnek olarak, mesela
örneğin
المفضلات