öncel

listen to the pronunciation of öncel
التركية - الإنجليزية
log. antecedent, premise (of a syllogism)
predecessor
predecessor selef
forerunner
prior

Not being able to decide what the priority should be is the biggest problem. - Önceliğin ne olması gerektiğine karar verememek en büyük sorundur.

We have given your order highest priority. - Siparişinize en büyük önceliği verdik.

former
öncel belirleme phil
predestination
التركية - التركية
Bizden önce yaşamış olanlar
Sonucun çıkarıldığı önerme veya önermeler
Bir görevde, meslekte kendinden önce yerini tutmuş olan kimse, selef, ardıl karşıtı
öncel belirleme
Tanrının her şeyi önceden bildiği dogmasına dayanılarak, her şeyin önceden Tanrıca düzenlenmiş olduğunu anlatan terim
öncel düzen
Ruhla beden arasındaki ilişkinin Tanrıca önceden düzenlendiğini ileri süren öğreti
öncel
المفضلات