çıkarılabilir

listen to the pronunciation of çıkarılabilir
التركية - الإنجليزية
detachable

Each door has a detachable slide that can be used as a raft. - Her kapının sal olarak kullanılabilecek çıkarılabilir bir slaytı vardır.

deductible
issuable
extricable
protrusile
extractive
deducible
sonuç olarak çıkarılabilir
inferential
gözden çıkarılabilir
expendable
çık
drop out of
çık
(Bilgisayar) break

He took a walk before breakfast. - O, kahvaltıdan önce bir yürüyüşe çıktı.

What would you do if war were to break out? - Savaş çıksa ne yaparsın?

çık
(Bilgisayar) escape

Her name often escapes me. - Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.

They wanted to escape on vacation. - Tatile çıkmak istediler.

çık
{f} exit

Everybody in the building headed for the exits at the same time. - Binadaki herkes aynı anda çıkışa yöneldi.

Emergency exits must be kept free of blockages for public safety. - Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.

çık
got out

Tom got out of prison after 30 years. - Tom otuz yıldan sonra hapishaneden çıktı.

Tom got out of cleaning the bathroom. - Tom banyoyu temizlemekten çıktı.

çık
{f} exited

Tom exited the tunnel at 80 miles an hour. - Tom saatte 80 mil hızla tünelden çıktı.

Sami exited the underground parking lot. - Sami yeraltı otoparkından çıktı.

çık
went forth
çık
go out

Go out and breathe some fresh air instead of watching TV. - Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.

Daddy, may I go out and play? - Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?

çık
move up
çık
emerge

Emergency exits must be kept free of blockages for public safety. - Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.

Russia had emerged as a second superpower. - Rusya ikinci bir süper güç olarak ortaya çıkmıştı.

çık
gone forth
çık
took off for
çık
go forth
çık
emanate
çık
take off for
çık
taken off for
çık
get out

By the time you get out of prison, she'll have been married. - Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.

They'll get out of class in forty minutes. - Kırk dakika içerisinde sınıftan çıkacaklar.

haklı çıkarılabilir
justifiable
ortaya çıkarılabilir
detectable
sonuç çıkarılabilir
deductive
sonuç çıkarılabilir
deducible
tadı çıkarılabilir
enjoyable
yerinden çıkarılabilir
displaceable
çık
quit

Tom couldn't quite make out what the sign said. - Tom işaretin ne anlama geldiğini tam olarak çıkaramadı.

Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly. - Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.

çık
exeunt
çıkarılabilir
المفضلات