: total extent

listen to the pronunciation of : total extent
الإنجليزية - التركية

تعريف : total extent في الإنجليزية التركية القاموس.

length
boy

Eteklerimi diz boyu giymeyi severim. - I like to wear my skirts knee length.

Tom panonun boyunu ölçtü. - Tom measured the length of the board.

length
{i} uzunluk

Trigonometri üçgenlerin uzunluklarını ve açılarını içeren ilişkileri çalışmaktadır. - Trigonometry studies relationships involving lengths and angles of triangles.

Saçım, Jane ile aynı uzunluktadır. - My hair is the same length as Jane's.

length
parça
length
metres in length
length
uzunluk; at lenght: uzun uzadıya;ayrıntılı olarak
length
(Tıp) İki el veya ayak veya nokta arasındaki mesafe, uzunluk
length
{i} süre

Bizim orada kalma süremiz bir hafta olacak. - The length of our stay there will be one week.

الإنجليزية - الإنجليزية
length

The length of a book.